Osman
Macaristan yollarına düşünce ben de Bartın yoluna düştüm. İlk defa kararsız
kaldım gidip gitmemekte. Çünkü her hafta Karaman-Ankara yolu beni o kadar
yoruyor ki gözümde büyüdü tekrar bir yolculuk. Ama iyi ki gitmişim çok güzel
geçti.
Bartın’da
Mayıs demek Çilek demek. Her gün meydanın etrafında bir sürü çilek satıcısı
vardı. Çilekleri misss gibi kokuyordu. Aldık ama ben çileğe doyamadım.
Gittiğimin
ertesi günü yani cumartesi dedemin ayakkabı dükkanına koştuk ve ben, Rana,
annem aynı babetten aldık J çok
rahat yumuşacık deriden
Evde
olduğumuz zamanlarda 3 kardeş ödevlerimizi yaptık. Rozi (Ravza) anaokulu
ödevini
Rana
lise ödevini
Ve
ben de doktora ödevimi yapmaya çalıştım. Bu arada benimki hala bitmiş değil L
Pazar
günü yani 18 mayıs Sena’nın doğum günüydü biz de Ravza’yla bonibonlu kurabiye
yaptık çok güzel oldu. Ravza bonibonlarını koydu üstüne, renkleri çok sevdiği
için tam ona göre bir işti. Tarifi bir önceki postta
Her
Pazar toplandığımız gibi ananeme gittik. Annem gitmeden aceleyle pasta yaptı
Sena’ya. Meğer o gün ananemle dedemin de evlilik yıldönümüymüş. Annem de üstüne
bilmeden “nice yıllara” yazmış. Pasta iki kutlamayı da kapsadı böylelikle. Tadı
da çok güzeldi.
Teyzem
hamur kızartması yaptı içinde patates de vardı çok güzel oldu. O gün bol bol
selfie çektik J
Ertesi
gün teyzem de akraba günü vardı. Ben de herkesi görmüş oldum iyi oldu. En
güzeli de Reyyan’ımı gördüm öptüm, sevdim…
O
akşam kaldık misafirlerden sonra teyzemde. Ben tabu götürmüştüm sena, ben,
kerem, rana oynadık.
Eve
gidince de Rana arkadaşının doğumgünü için hediye hazırlıklarına başladı. Annem
de yardım etti.
Ravza da “bom” oynamak istiyordu. Kağıtları hazırladım ben
okuyamadığı için resimlerle tabi. Çocukcağız bekledi bekledi Rana’yı gelmedi.
En son annem geldi artık onunla oynadık birkaç sefer. Mutlu oldu Rozicim.
ertesi ve son sabah annecim kahvaltıya krep yapmış kalp şekli vermek istemiş ama yapışmış altına