“Biz insana anne babasına iyi
davranmayı emrettik. Annesi onu ne zahmetle karnında taşıdı ve ne zahmetle
doğurdu!”
Ahkaf suresi 15. Ayette Allah-u Teala’nın buyurduğu gibi anneler ne
sıkıntılarla geçiriyor hamilelik sürecini ve yine zahmetle doğuruyor yavrusunu.
Bir hocamız demişti hiç unutmuyorum; “anneler doğum sancısı çekmese bebekler
dünyaya gelmeye yol bulamazlardı”. Doğum sancısı sayesinde rahim açılıyor ve
bebek de bir yol bulmuş oluyor.

Annelik bir sanat olduğu için Rabbim
ilk günden itibaren hayat boyu bitmeyecek bir sürece hazırlıyor sizi. Çoğu
hamilelikte olan bulantı ve kusma insanı bambaşka bir hale getiriyor.
Sevdiğiniz şeylerden bir anda tiksinmeye başlayıp; hiç yemediğiniz şeyleri yer
hale gelebiliyorsunuz. Karnınız acıkıp açlıktan mideniz bulanır; yemek
yediğinizde tekrar bulanır. Böyle kısır bir döngünün içine girebilirsiniz.
Çubuk krakerler can yoldaşınız olur; açlığınızı ve bulantınızı bastırmak için. Acaba
ne yesem de midem bulanmasa hem de açlığımı giderse diye düşünmeye başlarsınız.
Vücudunuz ise ne istediğini biliyordur, ona gerekli olan şeyleri ister. Bazen
de hiç bir şey istemez. Yani bazı hamilelerde her yediğini kusma gibi bir durum
söz konusu olabiliyor.
Benim durumum bu kadar vahim olmadı
çok şükür. Fakat o kadar değişti ki huylarım kendimi tanıyamaz hale geldim. Çok
sevdiğim hurmayı, kuru inciri, cevizi yiyemez çayı içemez hale geldim. Hatta okulda
çay içen arkadaşlara hayret ediyordum Allah’ım nasıl içiyorlar diye. Bir kere
kokulara karşı çok hassas oluyorsunuz. Sadece kötü kokulara karşı değil bazen
de parfüm kokusundan rahatsız olabiliyorsunuz. Benimse en çok tiksindiğim soğan
ve sarımsak kokusu oldu. Dolayısıyla yemek yapamaz hale geldim. Hatta bu
ikisini görmeye bile tahammülüm yoktu. Fakat başkası yapıp getirirse onu çok
güzel bir şekilde yiyordum J Bu dönemde en büyük destekçim eşimdi. Yemek konusunda
hiç problem çıkarmadı çoğu zaman da kendi yaptı sağ olsun. Anneciğim de uzakta
olsa da desteklerini hiç esirgemedi. Bir sürü soğan kavurup onları yemeklerde
kullanmam için plastik bardaklara koydu ve bana gönderdi. İşte annelik böyle bir
şey…

Yine bu dönemde; yani hamileliğimin
ilk dört ayında bana sürekli yemek getiren komşum Betül’ün iyiliğini hiç
unutamam. Sağolsun her yaptığından bir tabak bana da verdi ve ben de afiyetle
yedim J kendi kendime dedim ki etrafımda
yakınımda bir hamile olursa mutlaka ona yemek yapıp götüreceğim. Bana bu
dönemde destek olan herkesten Allah razı olsun.
Bütün bu bulantı ve tiksintilerin
dışında canınızın isteği şeyler de oluyor. Benim canım genelde karbonhidrat
türü ve de bulgurlu şeyler çekti. İstanbul’da yüksek lisans yaparken sabahları
aldığımız bir poğaça vardı. Bağ pastanesinin dereotlu, havuçlu, peynirli
poğaçası. Nefis olur kendileri. Ondan canım çekti mesela, çekinerek İstanbul’daki arkadaşım Betül’e söyledim. Sağolsun kargoyla yolladı bana.
İşte
böyle garip hallere sokuyor hamilelik insanı. Ama hiç telaşlanmayın, bunların
hepsi dört dolup beşinci aya girdiğinizde geçiveriyor. Bana doktorum hep şunu
söylerdi azalan bir seyri olacak grafik çizgisi sürekli aşağıya inecek ve sona
erecek. Bense biraz mızmızlanarak bu durumu geçirecek bir ilaç istedim
kendisinden. O da bana rennie duo şurubunu önerdi. Bir süre kullandım midemi
rahatlatmak için. Sonuç olarak bu günler geride kaldı ve şimdi hiçbir şeyden
yiyecekten tiksinmiyor, güzelce soğanımı kavurup yemeğimi yapıyorum ;) siz de
rahat olun gelip-geçici bir süreç bu.