Üç günlük İstanbul
gezimizin sonunda ben Bursa; eşim de Ankara yolunu tuttu. Canım arkadaşım Serra’nın
minnoş kızı Bengisu’nun 6 ay kınası ve diş buğdayı için gittim Bursa’ya. Hemencecik
ulaşayım da arkadaşıma yardım edeyim diye deniz otobüsüyle yolculuk yapmayı
düşündüm. Nerdeeee L
erken gitmek şöyle dursun otobüsün gittiği saatten daha geç bir vakitte ulaştım
Bursa’ya. Hayatımda yaptığım en kötü deniz yolculuğuydu.
Neyse ki sağ salim vardım
ve hemen işe koyulduk Serra, ablası Esra ve ben. Hummalı bir çalışma vardı evde
herkes bir işin ucundan tuttu. Esra abla cup kek ve simitleri yaptı, Serra
minnoşun elbisesini bitirdi ben de gelenlere dağıtılmak üzere lavanta keselerinin
başında idim. Ortalığı baya bir dağıttım J
Şeker hamurlu kurabiyeler
ve dışarıdan alınan malzemeler geldi akşam. İşin en zevkli kısmı buydu bence
kurabiyeleri ve hatıra kartlarını ağaca dizmek, kavanozları kurdelayla
süslemek, rüzgar güllerini ve kınaları yerleştirmek…
konsolun üstü çiçek açtı
adeta.
benim yaptığım lavanta keseleri
O gece sabah 5.30’a kadar
uyumadık. Sabahleyin de sekizde kalkıp, kaldığımız yerden devam ettik tabi. Sonra
uçan balonlarımızı almaya gittik. Arabaya sığdırmak biraz zor oldu tabi
Eve gidip soframızı kurduk
ve misafirler gelmeye başladı. Bengisu’nun harika pastası da geldi.
Pastanın önünde
minnoşumun kınası yakacaktık ki çok ağladı yavrum, o yüzden sürmedik eline.
Güzel sofradaki yiyecekler
Bengisu’nun harika
elbisesi. Anne-kız aynı giyindiler çünkü becerikli arkadaşım Serra dikti
elbiseleri.
Fotoğraf çerçevesi ve el
kartları
Çok güzel bir gündü. Büyüdüğünde
hatırlayamayacak Bengisu ama fotoğraflara baktığında kendisi için ne güzel
şeyler yapıldığını görecek ve teyzesini unutmayacak. Seni çok seviyorum
minnoşum J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder