Yine zamanı su gibi içtiğim, günleri çok yoğun ve dolu dolu yaşadığım
bir haftaydı. Bu haftaya bir trafik kazası, iki misafir, bir de konser
sığdırdım. Önce kazayı anlatayım; yine bir Salı öğleden sonra düştüm yollara,
önce Konya sonra da Karaman trenine bindim. Akşam vakti vardım (şimdilik)
ikinci memleketime, kafamda bin bir türlü planla. Şu sınıfta bunu anlatcam bu
sınıfta bunu, öğrencilere ilginç güzel şeyler anlatacağım diyerek yürüyordum
okuluma doğru. Tam okula gelmiştim, karşıya geçecektim kii bir araba gittiği
ana yolda aniden geri geri gelmeye başladı. Gördüm, hızlandım, kendimi
kurtardım fakat sağ ayağımın topuğunu kurtaramadım. Adam çarptı durdu. “Ne
yapıyorsun sen ya, nereye gidiyorsun!” diye bağırdım. “Yanlış yola girmişim de”
dedi. Neyse hastaneye gittik çok şükür ki kırık-çıkık yokmuş incinmiş sadece. Doktor
rapor verdi. Okulun müdür yardımcıları geldiler sağ olsunlar. Karakola gittik
beraber tutanak tuttular. Şikâyetçi olmadım şoförden ayrıldık ordan. Ve ben
yine düştüm yollara… Cuma gün ki biletimi öne aldım ve geldiğim akşamın ertesi
günü Ankara’ya döndüm. İşte bu da Karaman garı J benim uğrak yerim
O gün annemler gelecekti zaten bize, ama ben üzülüyordum onları
göremeyeceğim diye, bu da bir sebep oldu. Şer gördüklerimizde hayır vardır.
Annemler halama gitmişler bizim evde kimse yok diye ben de aradım böyle böyle
oldu dedim, bize gelin dedim. Telefonda Ravzada dinliyormuş annemi. Kalbim küt
küt attı ablacım iyi ki ölmemişsin diyor bana sonradan. Ertesi sabah halamı
kahvaltıya çağırdık, kahvaltı soframız böyleydi.
Artık üzerimize farz olan Taurusa gitmeden olmazdı tabi biz de gittik J Annecim henüz var olmayan! yeni evime banyo
paspası aldı, ben çok beğendim diye. Ravza da özdilekte yeni çıkan el havlusu çok
beğendi, ben onu bebeğime giydiririm dedi, halam da alıverdi. Hakkaten çok
tatlı
Halama gittik sonra ve iki arada bi derede halam bana çini boyamasını
öğretti. Kendisi çini kursuna gidiyor da uzun süredir, çok da güzel çiniler
yaptı.
Cuma günü gitti annemler bir garip oldum tabi, iyiydik böyle dedim,
alışmıştım. Rozimden geriye kalanlar (Ravzaya arada Rozi diyoruz hani şu
cillounun kardeşi)
Cumartesi günü teyzemler geldi. Sağolsun teyzecim eli boş gelmemiş;
elmalı kurabiye
ve kara lahana sarması
getirmiş. Onlar doktor işlerini halledip geldiler hemen dönmek istedilere
evlerine. Baya bir vakit tutmayı başardım onları J Kerem’le Osman her zamanki ritüellerini yerine getirdiler; PES
oynadılar bilgisayarda. Teyzeme önlük kenarına biye yapmayı anlattırdım, yakalamışken
usta terziyi:
Teyzemlerde gitti akşamüstü ardından el sallamak yine bana düştüL ranacım kaldı ben de zira ertesi gün çok önemli
bir etkinliğimiz vardı. Mabel Matiz konseriiii. akşam kocam ve kardeşim için hazırladığım atıştırmalık! sofra masada görülen sarmalardan borcam da olan lahana, tabakta olan yaprak sarmasıdır:)
Geldi çattı Pazar günü biz
öğleden sonra bir nikaha gittik eşimle. Nikahta verilen çikolata da baya
değişiklikler olmuş biz görmeyeli J beyefendinin üçüncü evliliği ondan olsa gerek
Döndüğümde ev süpürülmüş, silinmiş pırıl pırıl olmuş, canımm kardeşim
Ranacım sağolsun, ellerine sağlık. Bir müddet sonra yanıma geldi utana sıkıla,
abla dedi ben süpürüken eniştemin parfüm kapağı süpürgeye sıkıştı çıkaramadım.
Olsun dedim bir şey olmaz çıkarırız. Çıkarma
maceramızı ve konseri daha sonra anlatacağım inşJ ertesi sabah koştura koştura evden çıkıyoruz bu
notu buldum oturma odasında.
canımm kardeşimm iyi ki varsın...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder