Günümüz dünyasında
herkes gülümsemeyi unutmuş gibi. Kimse birbirine tebessüm etmez oldu. Özellikle
de büyük şehirlerde bu daha belirgin. Hele de Ankara’da.. herkes gayet ciddi,
soğuk bir yüz ifadesi takınmış. Mutlaka duymuşsunuzdur; insan asık suratlı
olmak için tebessüm ederken ki halinden daha çok kas çalıştırması gerekirmiş. Yani
gülümsemek surat asmaktan daha kolay. Kaldı ki negatif ruh hali adrenalin
demek. Adrenalin ise stres ve sıkıntı. Aşırı stresin ise bedenin ve ömrün en
büyük düşmanı olduğu biliniyor. Negatif ruh halindeki beden “tehlikedesin,
tehdit altındasın, dikkat..” demek için adrenalin pompalarmış. Pozitif iken
“herşey yolunda rahat ol” demek üzere endorfin yani mutluluk hormonu
salgılarmış.
Geçen gün eşim Atalay
Demirci’nin bir videosunu izliyordu internetten. Diyor ki; yabancılar hep
gülümseyerek birbirlerine selam verirler, günaydın vs. derler. Biz de olsa
birine gülümsesen “ne oldu bi durum mu var niye gülüyorsun ya da açıkta bir şey
mi gördün?” derler. Hakikaten o duruma geldik.
Peki bunu Müslümanların
yapmasına ne dersin. Asık suratlılığı bir vakar olarak görmeye başlamışız. Oysa
Peygamberimiz müjdeliyor adeta bizi sadaka vermeyi emrediyor. Ashabtan bazıları
diyor ki bizim verecek bir şeyimiz yok. Efendimiz de “Tebessüm etmeniz de bir
sadakadır” buyuruyor. Bugün cemaatle kılınan bir namazda safları sıklaştırmak
için bile, biri asık suratla sen şuraya sen buraya geç bakayım. Şişşt imamdan
önce tekbir alma..gibi şeyler söylüyor J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder