27 Aralık 2014 Cumartesi

3 Hafta sonu 3 Kahvaltı :)

Eşimin mazisi lise yıllarına dayanan bir arkadaş grubu var. Lisede aynı sınıfta okumuşlar sonrasında da kopmamışlar birbirlerinden. Tabi herkes farklı şehirlerde farklı mesleklerde. Okan ve eşi Tuğba ise Ankara’da bizim gibi. Önceden evlerimiz karşılıklıydı ama yeni biz yeni eve taşınınca uzak düştük biraz ve çok sık görüşemez olduk. Sağolsun Tuğba bizi ve yine liseden ortak arkadaşları olan Nida’yı kahvaltıya davet etti. Nida sınıfın en zekisi ve en çalışkanı olduğundan yıllar sonra bile ona takılmaya devam ettiler J nitekim şimdi o doktor hem de kadın doğum uzmanı.
Tuğba harika bir sofra hazırlamış bizim için. En önemlisi de güler yüzüyle bizi ağırlamasıydı. Kahvaltıdan kareler:




 Bunlar da kahvaltı sonrası kahvenin yanında atıştırmalıklarımız


Kahvaltı diye gittik ama kalkmamız akşamı buldu. Okan’a ve Tuğba’ya teşekkür ederiz tekrardan :)

Diğer hafta sonu da ben davet ettim onları kahvaltıya. Bir gün önce yani cumartesi günü sevgili dostum Maşide’cim gelmiş Konya’dan, sürpriz yapmış bana. Geldikten sonra haber verdi, dışarda buluştuk Ürdün’den arkadaşlarımız Ayşe ve Melahat de vardı. Akşam zorla getirdim Maşide’yi bana. Yoksa kalmayacaktı ben de, asla bırakmam dedim. Ertesi gün ki sofram bu şekildeydi.




O günde yine akşama kadar devam etti sohbetimiz. Sonra Okan’lar için ev baktık yeni yapılanlardan, inşaat olanlardan. İnşallah yine yakınımıza gelirler de bize hem arkadaş hem komşu olurlar.

Üçüncü ve son paylaşacağım kahvaltı ise canım kardeşim Rana’ya ait. Kuzum erkenden kalkıp bana ve eniştesine kahvaltı hazırlamış. Ben de kalktım pankek yapımında yardım ettim ona. Ellerine sağlık canımm..




yeni bir şey denedik Rana'yla pankekleri küçücük yaptık :)




13 Kasım 2014 Perşembe

İstanbul Benim Canım

İstanbul gezimizin ilk gününde, şehre ayak basar basmaz gezmeye başladık. Kaldığımız misafirhaneye en yakın yer Florya Sosyal Tesisleri’ydi. Oraya gidin diye tavsiye edildi bize. Ben de dedim ki bütün bir gün sosyal tesiste geçer mi yaaa. Meğer geçermiş hem de çok güzel geçermiş J harika bir yer her şey var içinde. 



Denize girmek isteyenler için sahil



Güzel bir yemek için restaurant




Çay kahve içmek için cafe
Eğlenmek için lunapark
Yürüyüş için deniz manzaralı bir sahil yolu



Veee biraz ilerde kendinizi okyanusun içinde zannedeceğiniz Aqua Florya. 










Birkaç bölümden oluşuyor burası ve her birinde o denizde yaşayan balıklar var. Mesela burası Akdeniz


Burası kutuplar





Ayrıca balıkları tanıtıcı bilgiler verilmiş


  
Bunu gördüğünüzde balık nerde diyebilirsiniz J



Adı üstünde o “Taş Balığı” bu yüzden de taştan ayırt etmek çok zor.


Okyanusları gezdikten sonra da “Amazon Ormanları” na giriyorsunuz. %90 nem oranın olduğu bu ormanda kertenkele, yılan, örümcek gibi hayvanlar var.



Çıkışta da hediyelik eşya mağazası var.


Buraya hayran kalıp da onları yaratan Rabbime hayranlık duymamak mümkün değil. Ya Rabbi ne güzel yaratmışsın."Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları O'ndan başkası bilmez, karada ve denizde olanları O bilir ve bir yaprak düşmez ki, onu O bilmesin; ne toprağın karanlıklarında bir tane, ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın." 6/59








2 Kasım 2014 Pazar

HİCRÎ YILIMIZ HAYIRLI, MÜBAREK OLSUN :)

Yılbaşı deyince genelde aralık ayının son günü yapılan saçma
 kutlamalar akla geliyor ne yazık ki. 
Neyi kutladığını bilmeyen insanların yarışı başlıyor. Tüketim, eğlence, gösteriş yarışı. Hâlbuki biz Müslümansak 
kutlamalarımızın da İslamî kaynaklı olması gerekmez mi? 
Bizim için milat olan; yani takvimin başlangıcı kabul edilmeye 
layık görülen olay Peygamber Efendimiz’ in İslamı daha güzel 
yaşayabilmek ve yaymak için, Mekke’den Medine’ye yaptığı yolculuktur; Hicret’tir.

İşte ben de bu bilinci öğrencilerimde uyandırabilmek için 
küçük hediyeler vermeyi düşündüm. Haftasonu 
Bartın’daydık kardeşim Rana’yla. Onlar sınıflarında hediye çekilişi yapmışlar 
yılbaşı için. Ben de çekiliş yapsam boşuna masrafa sokacağım yavruları vazgeçtim. Sonra Rana arkadaşı için hediye hazırlıyordu, küçük poşete şeker koyarak. Bu fikir çok güzel geldi bana ve hemen yapmaya başladık. Uğur böcekleriyle süsledik. Kurdelayla bağladık ağızlarını. İçlerine bonibon, badem şekeri bir de annemin teklifiyle sakız koyduk.




 Sonra düşündüm bu şekerler yenilecek bitecek. Kalıcı bir 
şeyler yapayım. Küçük kalp şeklinde kaselere koymak geldi 
aklıma. Canım arkadaşım Hatice de çok güzel bir fikir vermişti bana o gün; küçük notlar yazabilirsin diye. Onu da ekledim okula gidince. Vee sonuç çok güzel oldu.





Kızlarım da çok sevindiler bu hediyeleri alınca hatta teneffüste diğer sınıfları kıskandırmaya gittiler J ben de çok mutlu oldum onlar sevinince. İnsanların gönlünü hoş etmek o kadar da zor bir şey değil aksine çok kolay. Muharrem ayını bir fırsat bilelim. Yeni yıla yeni güzellikler ve yeni hicretlerle başlayalım inşallah.

   Hicret: Günahtan  uzaklaşıp sevap olana varmaktır.
         
Hicret: Haramı terk edip helal olanla buluşmaktır.
         
Hicret: Kitapsız hayatı terk edip kitapla barışmaktır.
         
Hicret: Televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmektir.
         
Hicret: Tembellikten çalışkanlığa adım atmaktır.
         
Hicret: Boş sözleri terk edip hayırlı olanı söylemektir.
         
Hicret: Yıkmak değil yapmaktır.
         
Hicret: Kalp kırmak değil kalpleri fethetmektir.

26 Eylül 2014 Cuma

Bengisu'nun 6 Ay Kınası


Üç günlük İstanbul gezimizin sonunda ben Bursa; eşim de Ankara yolunu tuttu. Canım arkadaşım Serra’nın minnoş kızı Bengisu’nun 6 ay kınası ve diş buğdayı için gittim Bursa’ya. Hemencecik ulaşayım da arkadaşıma yardım edeyim diye deniz otobüsüyle yolculuk yapmayı düşündüm. Nerdeeee L erken gitmek şöyle dursun otobüsün gittiği saatten daha geç bir vakitte ulaştım Bursa’ya. Hayatımda yaptığım en kötü deniz yolculuğuydu.
Neyse ki sağ salim vardım ve hemen işe koyulduk Serra, ablası Esra ve ben. Hummalı bir çalışma vardı evde herkes bir işin ucundan tuttu. Esra abla cup kek ve simitleri yaptı, Serra minnoşun elbisesini bitirdi ben de gelenlere dağıtılmak üzere lavanta keselerinin başında idim. Ortalığı baya bir dağıttım J





Şeker hamurlu kurabiyeler ve dışarıdan alınan malzemeler geldi akşam. İşin en zevkli kısmı buydu bence kurabiyeleri ve hatıra kartlarını ağaca dizmek, kavanozları kurdelayla süslemek, rüzgar güllerini ve kınaları yerleştirmek…







konsolun üstü çiçek açtı adeta.


benim yaptığım lavanta keseleri 

O gece sabah 5.30’a kadar uyumadık. Sabahleyin de sekizde kalkıp, kaldığımız yerden devam ettik tabi. Sonra uçan balonlarımızı almaya gittik. Arabaya sığdırmak biraz zor oldu tabi

  
Eve gidip soframızı kurduk ve misafirler gelmeye başladı. Bengisu’nun harika pastası da geldi.

 Pastanın önünde minnoşumun kınası yakacaktık ki çok ağladı yavrum, o yüzden sürmedik eline.

Güzel sofradaki yiyecekler





  
Bengisu’nun harika elbisesi. Anne-kız aynı giyindiler çünkü becerikli arkadaşım Serra dikti elbiseleri.




Fotoğraf çerçevesi ve el kartları



Çok güzel bir gündü. Büyüdüğünde hatırlayamayacak Bengisu ama fotoğraflara baktığında kendisi için ne güzel şeyler yapıldığını görecek ve teyzesini unutmayacak. Seni çok seviyorum minnoşum J