29 Haziran 2014 Pazar

Öğretmenler DIY' ı

Serap’ın kızına doğum gününde lavanta keseleri yapmıştık. Bedia hocamızın çok hoşuna gitti ve öğrencilerine karne hediyesi olarak lavanta kesesi vermeye karar verdi. Son hafta okulda öğrenci yoktu zaten beraber yapar mıyız dedi, biz de yaparız dedik. Hemen malzeme almaya gittiler.




Elbirliğiyle çabucak bitirdik.


 Birimiz tülü kesti, birimiz lavanta koydu, biri bağladı biri silikonladı, biri yazı çıkardı zımbaladı derken bir de bakmışız 40 tane lavanta kesemiz olmuş Tabi bunlar kız sınıfı için yani erkekler böyle bir hediye pek bir şey ifade etmezdi sanırım J



Aynı gün erkek öğretmenler “1. Geleneksel sıkma günü” tertip etmişler okulda. Karaman’da mayalı hamurdan yapılan bizim bazlama dediğimiz şeye “sıkma” deniliyor. Arasına küflü peynir falan konulup dürüm şekli veriliyor. Tabi ben o tür peynirlere ağzımı sürmediğimden kuru kuru yedim.



Biz keselerle uğraşırken erkek hocalarımız yemekle meşguldü bir ara gidip onların resimlerini çekmeyi ihmal etmedim. Öndeki gülümseyen bizim okul müdürümüz. Sağ olsun her zaman güler yüzlüdür ve bütün öğretmenlere çok değer verir. İnşallah bundan sonraki okullarımda da onun gibi müdürlerle karşılaşırım.




Öğleden sonra ise Zehra arkadaşımızın fizik alanında tamamladığı yüksek lisans tezini kutladık. Uğur böceği pastamızı da yedik J


19 Haziran 2014 Perşembe

Eylül'ün 1. Doğumgünü


Arkadaşım Serap’ın kızının doğum günü kutlama yapacağım demişti
 ama tam da okulun son haftalarına denk geldi yani yazılıların, performansların, notların en yoğun olduğu dönem. Ankara’da keçe almaya gitmiştim orda aklıma geldi doğumgünü için malzemeler de alayım dedim. Hemen aradım Serap’ı o da kara kara düşünüyormuş nasıl yapsam diye. Burdan alayım mı malzemeleri dedim olur dedi. Tütü etek için tül, tişörte yazmak için keçe ve kurabiye koymak için saksı aldım.

Kurabiyelerimiz için de bendeki kalpli kalıpları götürdüm.


Bütün arkadaşlar elbirliğiyle çalışmalarımıza başladık bir hafta öncesinden


Ortalık baya karıştı tabi




  
Tütü etek yaparken tülü kesme çabaları



Meliha bu işi deneme yanılma yoluyla iyi öğrendi J


Eylül yazılı tişörtle beraber eteğimiz


Benim kropan kâğıtlarından yaptığım güller



Diğer hafta Salı günü Karaman’a gidince direk Serap’a gittim son 
hazırlıklar hızla devam etti. Eltisi, kızkardeşi ve kayınvalidesi yaprak sarması yaparken


 ben de kurabiyelerime yoğunlaştım


Tabi Serap da biz yokken bir sürü şey yapmış








Vee doğum günü fotoğraflarımız J





Pastamız


Kurabiyelerimiz


Soframız


Bizim Serap’la dersine girdiğimiz öğrencilerden müzisyen Hasan’ı,
 gitar çalması için çağırdık.


 Bütün çocuklar özellikle de kızlar etrafına toplanıp hayran hayran
 izlediler. 


Benim Hasan’dan özel isteğim vardı onu çalışıp gelmiş; beni 
kırmamış sağ olsun. Bugünlerde sürekli dinlediğim ve çok 
beğendiğim İrem Derici’nin “kalbimin tek sahibine” şarkısı.



Vee hediye zamanıııı. Annesinin yardımıyla Eylül hediyelerini açtı. 


Bir sürü şirin şirin kıyafeti, elbisesi oldu bücürün.



Ama koltuklarım kabararak söyleyeyim eylül en çok benim hediyemi beğendi J heh heh çocuğun halinden anlarız hele de kız çocuğun halinden daha da iyi anlarım. Şekil A’da görüldüğü üzere;



En sonunda bizim okulun öğretmenleri olarak bir fotoğraf karesine 
girmeyi başardık (çiçekler sınıfı :)



Unutmadan ekleyeyim Serap’ın benden aldığı keçe 
amerikan servisler  salonuna, koltuklarına çok yakıştı.

  
Üstelik Eylül’de çok sevdi,



Hazırlık aşamasıyla, telaşıyla, koşturmasıyla ve kutlamasıyla çok güzel bir doğum günü oldu. Eylül’cüm büyüdüğünde beni ve bugünü hatırlamayacaksın. Resimlere baktığında “anne bu kim?” diye soracaksın. Ama ben seni ve anneni hiç unutmayacağım. Rabbim o güzel gözlerin gibi bir hayat nasip etsin sana. Allah yolunda onun razı olacağı bir kul, Peygamberimizin razı olacağı bir ümmet olabilmeyi nasip etsin.




12 Haziran 2014 Perşembe

Arkadaş Ziyaretlerim :)

Bir vesileyle tanıştığımız ve sadece iki kez görüştüğümüz Rüveyda’yla hemen kanımız kaynamıştı. Benim tam da Ankara’da kafa dengi bir arkadaşım niye yok diye hayıflandığım bir zamandı. Tabi benim Karaman macerasına atılmamla görüşemedik bir daha; ta kii bu haftasonuna kadar J sağolsun arkadaşım beni davet etti evine ve harika bir sofrayla karşıladı beni.


  

Gittiğimde sevimli oğlu uyuyordu. Uyanınca hemen sevmeye

 kalkmadım tabi yavaş yavaş arkadaş olduk onunla da. Eşimin

 seçimiyle küçük bir uçak almıştım ona meğer çok severmiş

 uçakları isabetli bir karar olmuş. Erkek erkeğin halinden anlıyor
 tabi ;)

  
Salona geçip kırk yıl hatırı olan Türk kahvemizi yudumladık.
 Ahmet Asım suyla oynamayı çok sevdiğinden annesi için çok güzel bir karışım hazırladı. Kahve, su ve çikolata hepsini birbirine kattı.

Benim için çok güzel ve keyifli bir gündü. İnşallah sağlam 

dostluklara atılan bir adım olur bu….


Ertesi akşam ise üniversitede bir yıl aynı evi paylaştığımız arkadaşım Edibe davet etti bizi. Daha doğrusu Salı akşamına demişti ama ben o gün olmaz şu gün olmaz diye diye Pazar akşamında kararlaştırdık. Pazartesi Osman yok, Salı ben yokum derken sonunda buluştuk. Evini navigasyon nimeti sayesinde kolayca bulduk J eşlerimiz tanışıp içerde sohbet ederlerken bizde mutfakta mamalarımızı hazırladık.

Benim dört gözle Almanya’dan gelmesini beklediğim waffle
 makinesi onda varmış ve bize waffle yapmış. Ben de tam da o gün waffle anmıştım. Waffleın ana vatanı Belçikaya gideceği için Osman, ondan gelirken bana waffle getir demiştim. Heh heh


Meyveleri küçük küçük doğradık,


Hamurlarımızı pişirdik,


Çikolata sürüp malzemeleri koyduk üzerine, ikiye katladık



Menümüz ise şöyleydi


Hepsi de çok güzeldi ellerine sağlık arkadaşımmm waffleın tarifini

 almayı da unuttum bu arada. Hediye olarak keçe servislerimden pembe olanları götürdüm. 
Paketledim güzelce Edibe ve eşi çok beğenmişler. 



Rüveydacığıma
 paket yapamamıştım çünkü o kadar geç kaldım ki paket yapsam daha da gecikecektim. Neyse ki o da çok beğendi renk seçimimi ona da sarılardan götürmüştüm.
Güle güle kullanın canlarım, güzel günlerde inşallah, nefis sofralarda….

Ertesi gün eşimi Belçika’ya uğurlayınca hemen koca evi 
temizlemeye ve düzenlemeye başladım. Vestiyeri ortaya dökünce ortaya bu görüntü çıktı ve bir anne eli değmesi gerektiğini düşündüm. Fakat bu mümkün olmadığından iş başa düştü. Hem sildim hem düzelttim.

Akşama da komşum Yeşim Abla’yı çaya davet ettik. Gün boyu
 temizlikle uğraşınca çayın yanına bir şeyler yapmaya vakit bulamadım puding dışında.

  

Hoş sohbet bir akşam geçirdik ve ertesi gün yola çıkmak üzere uyudum J