13 Kasım 2014 Perşembe

İstanbul Benim Canım

İstanbul gezimizin ilk gününde, şehre ayak basar basmaz gezmeye başladık. Kaldığımız misafirhaneye en yakın yer Florya Sosyal Tesisleri’ydi. Oraya gidin diye tavsiye edildi bize. Ben de dedim ki bütün bir gün sosyal tesiste geçer mi yaaa. Meğer geçermiş hem de çok güzel geçermiş J harika bir yer her şey var içinde. 



Denize girmek isteyenler için sahil



Güzel bir yemek için restaurant




Çay kahve içmek için cafe
Eğlenmek için lunapark
Yürüyüş için deniz manzaralı bir sahil yolu



Veee biraz ilerde kendinizi okyanusun içinde zannedeceğiniz Aqua Florya. 










Birkaç bölümden oluşuyor burası ve her birinde o denizde yaşayan balıklar var. Mesela burası Akdeniz


Burası kutuplar





Ayrıca balıkları tanıtıcı bilgiler verilmiş


  
Bunu gördüğünüzde balık nerde diyebilirsiniz J



Adı üstünde o “Taş Balığı” bu yüzden de taştan ayırt etmek çok zor.


Okyanusları gezdikten sonra da “Amazon Ormanları” na giriyorsunuz. %90 nem oranın olduğu bu ormanda kertenkele, yılan, örümcek gibi hayvanlar var.



Çıkışta da hediyelik eşya mağazası var.


Buraya hayran kalıp da onları yaratan Rabbime hayranlık duymamak mümkün değil. Ya Rabbi ne güzel yaratmışsın."Gaybın anahtarları O'nun katındadır, onları O'ndan başkası bilmez, karada ve denizde olanları O bilir ve bir yaprak düşmez ki, onu O bilmesin; ne toprağın karanlıklarında bir tane, ne de kuru ve yaş hiçbir şey yoktur ki, o herşeyi açıklayan Kitap'ta bulunmasın." 6/59








2 Kasım 2014 Pazar

HİCRÎ YILIMIZ HAYIRLI, MÜBAREK OLSUN :)

Yılbaşı deyince genelde aralık ayının son günü yapılan saçma
 kutlamalar akla geliyor ne yazık ki. 
Neyi kutladığını bilmeyen insanların yarışı başlıyor. Tüketim, eğlence, gösteriş yarışı. Hâlbuki biz Müslümansak 
kutlamalarımızın da İslamî kaynaklı olması gerekmez mi? 
Bizim için milat olan; yani takvimin başlangıcı kabul edilmeye 
layık görülen olay Peygamber Efendimiz’ in İslamı daha güzel 
yaşayabilmek ve yaymak için, Mekke’den Medine’ye yaptığı yolculuktur; Hicret’tir.

İşte ben de bu bilinci öğrencilerimde uyandırabilmek için 
küçük hediyeler vermeyi düşündüm. Haftasonu 
Bartın’daydık kardeşim Rana’yla. Onlar sınıflarında hediye çekilişi yapmışlar 
yılbaşı için. Ben de çekiliş yapsam boşuna masrafa sokacağım yavruları vazgeçtim. Sonra Rana arkadaşı için hediye hazırlıyordu, küçük poşete şeker koyarak. Bu fikir çok güzel geldi bana ve hemen yapmaya başladık. Uğur böcekleriyle süsledik. Kurdelayla bağladık ağızlarını. İçlerine bonibon, badem şekeri bir de annemin teklifiyle sakız koyduk.




 Sonra düşündüm bu şekerler yenilecek bitecek. Kalıcı bir 
şeyler yapayım. Küçük kalp şeklinde kaselere koymak geldi 
aklıma. Canım arkadaşım Hatice de çok güzel bir fikir vermişti bana o gün; küçük notlar yazabilirsin diye. Onu da ekledim okula gidince. Vee sonuç çok güzel oldu.





Kızlarım da çok sevindiler bu hediyeleri alınca hatta teneffüste diğer sınıfları kıskandırmaya gittiler J ben de çok mutlu oldum onlar sevinince. İnsanların gönlünü hoş etmek o kadar da zor bir şey değil aksine çok kolay. Muharrem ayını bir fırsat bilelim. Yeni yıla yeni güzellikler ve yeni hicretlerle başlayalım inşallah.

   Hicret: Günahtan  uzaklaşıp sevap olana varmaktır.
         
Hicret: Haramı terk edip helal olanla buluşmaktır.
         
Hicret: Kitapsız hayatı terk edip kitapla barışmaktır.
         
Hicret: Televizyonlu odadan televizyonsuz odaya geçmektir.
         
Hicret: Tembellikten çalışkanlığa adım atmaktır.
         
Hicret: Boş sözleri terk edip hayırlı olanı söylemektir.
         
Hicret: Yıkmak değil yapmaktır.
         
Hicret: Kalp kırmak değil kalpleri fethetmektir.