31 Aralık 2013 Salı

Babaevi Ziyareti ve bir banyo macerası

Bartın’a bu hafta mı gitsek haftaya mı diye çok kararsızdım. Geçen haftasonu da Aksarayda olduğumuzdan acaba bir hafta evde mi dursak ki, hem Rana da gelir öbür hafta gidersek diye düşünüp duruyordum. Bir taraftan da Ravzişimin canı sıkılıyordur üç haftadır yatıyor, bir an önce gitsek moral olur diyordum kendime. Perşembe akşamı annemle konuştuktan sonra Ravza’yla da konuştum, ona sordum ne zaman gelelim diye. O da “Ablacım nooluuur yarın gelin” dedi ben de dayanamadım tabiJ

Her şehir dışına gidişimizde olan şey yine oldu; sabahın erken saatlerinde kalkıp eşim gelene kadar koşturmakla geçti. Evi temizle, gidilecek yere pasta börek yap, çanta hazırla vs.. derken vakit geliveriyor. Bunların hepsi annemin eseri ondan öğrendim yani, bir yere giderken evi tertemiz bırakmayı. Niye?Çünkü allah korusun bize bir şey olursa eve gelenler temiz bulsun. Yine anneciğim gittiği yere asla eli boş gitmez ya hediye alır ya da bir şeyler pişirip götürür. Ben de “bahçıvan kurabiyesi”yle "soslu kek" yaptım. Evde süt olmadığından sosa batırma işini Bartın’a bıraktım.


Giderken annemin boş kavanoz ve plastiklerini de götürmeyi unutmadım. Yakın bir zamanda annecim onları dolu bir şekilde geri getirir eminim J


Kakolu sosa ve Hindistan cevizine batırılmış hali de böyle oluyor





Ben hazırlıkları yaparken Rana aradı abla ne zaman gidiyorsunuz ne zaman dönersiniz diye sordu. Pazar döneriz dedim. Yatılı okulda kalıyor ve bu ara çok yoğun sınavları var normalde gelmeyecekti ama Perşembe akşamı yurtta kalan bir kız kendini camdan atarak intihar etmiş. Tabi herkes çok etkilenmiş öğretmeni de gidebiliyorsan git bu hafta demiş. Velhasıl Ranayı da aldık çıktık yola. Bu arada kızcağız ameliyat olmuş hayatta yani şu anda çok fazla kırığı varmış. Allah acil şifalar versin

Bartına ulaştık karnımız da iyice acıkmıştı bu güzel sofrayla karşıladı bizi annem. Çorba, sulu et yemeği, pilav, baklava,yeşil salata ve mor lahanayı kavurup yoğurt ve mayonezle karıştırarak yaptığı bir salata daha

 

Ravzaya hediyesini verdim pek ilgilenmedi. O daha çok kendisiyle ilgilenip oynayınca mutlu oluyor.




Bunlar da Ravza’ya geçmiş olsuna gelenlerin getirdikleri hediyeler. Tabi o kıyafet hediyelerini hiç sevmez




Ravza’nın kütüphanesi de baya genişlemiş bu arada.



Ertesi gün ki kahvaltı soframız


Anneciğim evin içinde, odalarda, dolap içlerinde değişiklikler yapmayı çok sever. Yakın zaman da da yatak odasına el attı ve mavili kremli bir oda oluşturmuş. Ben çok beğendim



Cumartesi günü eşimle dışarı çıktık biraz; ve uğramadan edemediğiz Balkaya’ya uğradık tabi

Akşam yemeğin de de yeni açılan bir yere gittik hep beraber. “Osmanlı tandır” Stv’de davetsiz misafir programında çıkmıştı beraber izleyince eşim de merak etmişti oraya gidelim dedim ben de. Ama Ravza’yı düşünemedim zor olur mu diye. Osman gerek yok dedi evde yiyelim zor olur dedi. Annem de yok gidelim dedi, böylelikle üç haftadan sonra Ravza dışarı çıkmış oldu kuzum benim.
Bir gittik bütün masalar birleştirilmiş 40 kişilik bir yemek varmış yer ayırtmışlar. Neyse biz bulduk bir yer. Tandırda pişmiş yumuşacık etlerimiz geldi. Fotoğraf pek iyi çıkmadı ama tadı nefis.


Yemek yerken beklenen grup gelmeye başladı. Ravza o kalabalığın içinde öğretmenini gördü. Ana okulunda beden eğitimi öğretmeni. Nasıl heyecanlandı nasıl sevindi anlatamam çırpınıyo el sallıyor kendisini görsün diye. En sonunda eşim hocam burda bir öğrenciniz varmış dedi. O da ravzanın yanına geldi haberi yokmuş ameliyattan geçmiş olsun dedi. Çok mutlu oldu Ravzişim. Ev dönünce de teyzemler geldi, onlarla oturduk sohbet ettik çay içtik. Teyzoşum sağolsun elmalı kurabiye getirmiş J
Ertesi gün yani Pazar günü çok önemli bir operasyon gerçekleştirdik. Üç haftadır yıkan(a)mayan Ravzanın saçlarını yıkama operasyonuydu bu. Anneme dedim ben varken yapalım ve operasyon kahvaltıdan sonra başladı. Bu yıkanmadan önceki hali saçlarının

Annem çöp poşetini delip ravzanın kafasına geçirdi. Mutfaktaki köşe koltuğa yatırdık başı dışarıda kalacak şekilde. Altına büyükçe bir leğen vardı onu koyduk. Kovaya sıcak su doldurup bir güzel yıkadık saçlarını. 


Bu esnada Ravza sanki bir yerini koparıyormuşuz gibi nasıl ağlıyor bir görecektiniz. Yüzüne havlu tutuyor su gelmesin diye. 3 kişi 3 haftalık saçı ancak pakladık. Ve sonuç J
 


İkindi vaktinde de bize Ankara yolu göründü yine…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder