3 Aralık 2013 Salı

OKUDUKLARIM/ 1

                                                     SENDEN ÖNCE BEN



     ÖZET:     Çok başarılı, yakışıklı, çok da zengin olan genç bir adamın bir kaza sonucu tekerlekli sandalyeye mahkum olmasıyla başlayan bir hayatıyla sıradan, okumamış herhangi bir hedefi olmayan bir cafede ömür boyu çalışmaktan mutlu olacağını düşünen bir genç kızın hayatının nasıl birleştiğini anlatıyor. Genç adam sadece kafasını ve tek kolunu biraz oynatabilmektedir ve konuşabilmektedir. Genç kız ise çalıştığını kafe kapatılınca işsiz kalır babası da işsizdir bir de evde dedesi ve çocuğuyla beraber kızkardeşi de yaşamaktadır. Birçok arayıştan sonra genç adama bakıcılık yapmak üzere bir iş bulur ve 6 aylık sözleşme imzalar. Aksi ve ukaladır kızı çoğu zaman yanında istemez. Ama günler geçtikçe iyi bir arkadaş olurlar. Bakıcı kız birgün tesadüfen gencin ötenaziye karar verdiğini öğrenir. Hiç bunu duymamış gibi genci bundan vazgeçirmek için elinden geleni yapar. Onu dışarı çıkarabilmek, hayatın devam ettiğini ve hala yapabileceği şeylerin var olduğunu gösterebilmek için. Fakat bunu yapabilmek için çok az zamanı vardır. Bu arada adam kızın ne kadar küçük bir dünyada yaşadığını fark eder ve onun ufkunu açmak için kitaplar okutur, filmler seyrettirir. Üniversiteye gitmeye ikna eder. Kızın son planı gençle uzun bir tatile çıkmaktır ve ailesinden de onayı alıp tatile giderler çok güzel 10 günlük bir tatil geçirirler deniz kenarında. Bu arada da birbirlerine deli gibi aşık olduklarını artık itiraf ederler. Tatilden dönmeden son gece kız bu sırrı bildiğini ve bu fikrinden vazgeçmesini ister. Ne yazık ki kızın çabaları işe yaramamıştır ve genç kararlıdır.
Genç adam(will), kızın (lousa) hayatını değiştirmiştir onun kendini tanımasını yeteneklerinin ve zekasının farkına varmasını sağlamıştır. Fakat Louisa Will’e aşkından başka bir şey verememiştir ve Will hayatına son verilmesi için İsviçre’ye yola çıkmıştır.

     YORUMLARIM: Güzel bir kitap sürükleyici gerçekten merakla okudum. Ama yorumlarda söylendiği kadar çok etkilenip ağlamadım. Bence kitabın verdiği en önemli derslerden biri engelli bir şahsın günümüzde dışarıya çıkıp normal işlerini bile yapmasının ne kadar zor olduğu. Kaldırımların, yolların, restaurantları, parkların… onlara göre düzenlenmesi gerektiği. Bir ikincisi de aşkın Batının bize empoze ettiği gibi sadece bedenlei cinsellikle sınırlı olmadığı. Aksine aşkın sevginin bir kalp ve duygu işi olduğudur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder